Dünyanın hali hiç iç açıcı değil.
Hele son haftalarda asla olmayacağını düşündüğümüz şeyler oluyor. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilere yapılanlardan sonra soykırımın asla açıkça savunulamayacağına inanmıştık. “Bir daha asla!”
O tarihin çöp sepetine gitmişti!
Ama o da ne? Televizyonda temiz yüzlü bir Yahudi kız çocuğu Gazze’eki bütün çocukların öldürülmesi gerektiğini savunuyor. Kendinden gayet emin.
Aynı şeyi Yahudi çocukları için söyleyen Arap çocukları da vardır.
Çılgınlığın son düzeyi! Çocuklar çocukları öldürecek! Büyükler de büyükleri öldürmeye devam edecekler.
KİM “İYİ” KİM “KÖTÜ”
Sosyal medyadaki kıyamet uyarıları iyice arttı. Dört bir yan Mesih’in dönüşü müjdeleriyle dolu. Blokluyorum blokluyorum, daha da çoğalıyorlar.
Her dinin bir kıyamet senaryosu vardır. Semavi dinlere göre yaşadığımız dönem “ahir zaman”lardır, kıyamet koptu kopacaktır. Alametler belirmiştir. Şimdi İsrail’in bulunduğu bölgede kopacak son büyük savaş ve Mesih’in dönüşü beklenmektedir.
Amerika’da bulunduğum dönemde sofu Evanjelik Hristiyan tanıdıklarım vardı. Her Türkiye dönüşümde bana buralarda durumun nasıl olduğunu sorarlar, “karışık” dediğim zaman gözleri parlar, birbirlerine bakarak başlarını sallarlardı.
Kıyametin dört atlısı (fetih, savaş, açlık ve ölüm) yola çıkmıştı. “O gün” geliyordu!
İsrail’deki son olaylardan sonra coştuklarına eminim. “İyi” ile “kötü” arasındaki büyük kapışma nihayet başlamıştı. Onlara göre İsrail “iyi”den yanaydı. “İslam” ise, batan komünizmin yerine “kötülük” kürsüsündeki yerini almıştı.
Cumhuriyetçilerin adayı olması olasılığı gittikçe artan Donald Trump bile buna benzer şeyler söylüyor.
Evet, sevgili okurlarım. 21.ci yüzyılın ilk çeyreği biterken dünyanın en güçlü ülkesinde milyonlarca “mümin” olayları bu gözle izliyor.
Ürkütücü değil mi?
Onların İslam aleminde ve bu arada Türkiye’de simetriklerinin bulunması ürküntüyü daha da arttırıyor. Kıyamet aynı kıyamet, ama roller farklı!
ESKİ DÜZEN ÇÖKTÜ
Dünyanın nesi var? Belli ki işler zıvanasından, tekerlekler dingilden çıktı. Otobüs uçuruma doğru gidiyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra konan fren sistemleri artık çalışmıyor, eskilerin yerlerine yenileri de konmadı.
Yemen’de yıllardır yaşanan dehşet nedir, Ukrayna’da süregiden savaş nedir, İsrail’de köpüren kaynaşma nedir?
Niçin böyle oldu? Bunlar niçin durdurulamıyor?
Birileri bir şeylerin daha da olgunlaşmasını mı bekliyor?
Şu sıralar insanlık hiç umut vermiyor!
Photo source: https://www.jw.org/en/library/magazines/watchtower-no3-2017-may/who-are-the-four-horsemen/
Bir şeylerin olgunlaşmasını bekledikleri doğrudur bu konu da haklisin baba….
Dinlerin dünyanın başına bir gün bela olacağı kesindi…..
Saygılar….
Haluk Abi, Sömürgecilik- Kapitalizm – Emperyalizm- Din Tacirliği sürüp, toplumlar uyanıp örgütlenerek haklarına kavuşmak yerine gerçekte var olmayan ancak var olduğuna inandırılan “kutsallardan” medet umdukça, dünyada zulüm bitmez. Aşk- Sevgi, Saygı, Empati- Barış- Dostluk- Dayanışma Vicdan Sahibi İnsanların bir yaşamı felsefesi olmaya devam eder. Buna karşın devasa sermayeleri elinde bulunduranlar kendi dar çıkarları uğruna dünyayı ateşe verip yeni köleler yaratmaya devam edecekler, taa ki köleler, KÖLELİĞE PAYDOS deyip ayağa kalkana kadar.