İçeriğe geç

Haluk Şahin Yazılar

Projeye yüzyıl yetmedi!

“HANIMLAR, EFENDİLER, CUMHURİYET MÜCADELESİNİN İKİNCİ YÜZYILINI İLAN EDİYORUZ! Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümü genel bir hayalkırıklığı, “Böyle mi olmalıydı?” havasında “kutlanıyor”. Başka tarih yokmuş gibi 28 Ekim’e Hamas’a destek amaçlı dev bir mitingin konması bu kötümser havayı daha da koyulaştırdı. Haklılar. Cumhuriyet’in in yüzüncü yılı, yani Türk halkının “Yok edilmeyi reddediyoruz! Her…

1 Yorum

Bizi kim susuz bıraktı? Niçin?

Şom ağızlılar gene alarm çığlıkları atmaya başladılar: “Dikkat! Susuzluk krizi kapıda. Aylardan Ekim, İstanbul dolayındaki barajlarda su seviyesi yüzde 10’un altında. Ve yakında yağmur görünmüyor!” Susuz yazları eskiden de bilirdik. Bu kez susuz bir kıştan söz ediyorlar. İklim dengeleri öylesine bozuldu ki olur mu olur! Ama bakarsınız bazı yerleri de…

1 Yorum

İsrail ve Gazze’nin hatırlattığı: Kötülük inatçıdır

İsrail ve Gazze’de yaşanan korkunç olaylardan sonra yine ikiye bölündük. Kimileri İsrail’in yaptıklarının utanç verici olduğunu haykırdı, kimileri ise Hamas’ın yaptıklarının… Ben de utandım. Çok çok utandım. İnsanlığımdan utandım! Masum insanları, çocukları öldürmek. Kafalarını kesmek! Sonra cesetlerinin üzerine işemek! Görüntüleriyle verdiler bunları. Bu türden iğrençliklere maruz kalanların kim oldukları önemli…

1 Yorum

İstanbul teslim olmaz!

SANA DÜN EMİNÖNÜ’NDEN BAKTIM İSTANBUL… Hala karınca yuvası gibisin. Karmaşan hala devam ediyor. Bir telaş, bir telaş. Hala 72 millet etrafta, konuşmalar Babil kulesini anımsatıyor. Güvercinlerin kanat sesleri, martıların çığlıkları, vapur düdükleri birbirine karışıyor… Tam bir kaos! İlk kez gördükleri İstanbul’u anlatmaya çalışan yabancıların en çok kullandıkları sözcüğün “kaos” olduğunu…

5 Yorum

Gazetecilikte bir patika açmak: Artık asıl görev balonları patlatmak

Seferihisar’da yapılan Basın Kampı’na ulaştığımda genç gazeteci arkadaşlar “Hocam, bu bunalımdan nasıl çıkacağız? Bize yol gösterin…” türünden şeyler söylediler. Ne diyeceğimi bilemedim. Aklıma büyük İspanyol şairi Antonio Machado’nun Yol adlı şiirindeki dizeler geldi. Cep telefonumdan şiirin İngilizcesini internetten bulup (Yaşasın teknoloji!) dilimize çevirdim: “Ey yolcu, tek yol Senin ayak izlerin,…

2 Yorum

Bir yol arıyoruz: Nasıl gazetecilik yapacağız? // 50 yıllık iletişim doktorunun düşünceleri

Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde bağımsız ve özgür basın derin bir kriz geçiriyor. Bu, aynı zamanda demokrasinin krizi demek. O yüzden İzmir Seferihisar’daki basın kampında gazetecilik kadar, demokrasi de konuşulacaktır, eminim. Genç arkadaşlar, eksik olmasınlar, beni de davet ettiler. Medya araştırmacısı olarak bir de ödül vereceklermiş. Çeşitli panel ve…

2 Yorum

Ne yapsak şu futbolu?

Kurthan Fişek, “Galatasaray aristokrat, Fenerbahçe burjuva, Beşiktaş proleter” deyince başı belaya girmişti. Ya şimdi? Voleybolda kadın milli takımızın gösterdiği başarı bize sporun futboldan ibaret olmadığını hatırlattı. Hatta daha fazlasını: Sormaya başladık, futbol hala spor mudur? Yoksa o, neoliberal kapitalizmin kitleleri biraz daha sömürmek için dönüştürdüğü bir gladyatör gösterisi midir? Tepeden…

1 Yorum

İnsanlık için mezar taşı: Belki de her şeyi yeniden düşünmek gerekecek

İnsan, daha çok, yere bakarak yaşayan bir canlı. Gökyüzüne pek ender bakıyor. Televizyondaki tartışma programlarında konuşulanlara, köşe yazılarında yazılanlara bakın. Hep toprak, hep çamur! Belki de, gökyüzü konusunda her şeyin kesinleştiğine, tartışılacak bir şey olmadığına inandığımızdan böyle yapıyoruz. Büyük çoğunluk dinsel hurafelerle idare diyor, diğerleri kulaktan dolma bilgilerle bilgiçlik satıyor!…

1 Yorum

Voleybolcuların öğrettiği: Bize imece ruhu gerek

Bu yazıyı Türkiye-Sırbistan Avrupa şampiyonluğu final maçı başlamadan yazıyorum. Çünkü benim için maç çoktan bitti ve Türkiye kazandı! Türkiye derken Türkiye kadın milli voleybol takımını kastetmiyorum. Türkiye adlı ülkeyi, vatanımızı kastediyorum. Sonuç ne olursa olsun Türkiye kazandı diye düşünüyorum. Çünkü, diyorum, bazı durumlarda süreç sonuçtan daha önemlidir. Sonuç kayda geçer,…

1 Yorum