İçeriğe geç

Noam Chomsky öldü mü?

Noam Chomsky öldü mü?

“Acun ıssız kaldı mı?” diye devam edebilirim.

İki hafta kadar önce, 95 yaşında ve ağır hasta Amerikalı düşünürün öldüğü haberi yayılınca tüm dünyada binlerce insan bu soruya kendince yanıt verdi. Büyük çoğunluk, Chomsky’nin ölümüyle dünyanın daha sessiz, daha acımasız, daha yalancı, daha cahil, daha korkak bir yer haline dönüşeceği görüşündeydi.

Ertesi günü ailesi tarafından ölmediği duyuruldu. Başka bir yere aktarılmıştı ve tedavisi devam ediyordu.

Sosyal medyada acele edip yorum yapmış olanları (aralarında ben de vardım) iğneleyen eleştiriler yayınlandı. “Nedir aceleniz?” diye soruyorlardı.

Kısmen de olsa haklıydılar. Bu Gürültü Çağı’nda yorum yapmadan önce daha dikkatli olmak gerekiyor.

Ancak, “İyi ki bunlar söylendi!” diyenler de oldu.

Örneğin iletişim teknolojisi dünyasında olup bitenleri anlamak isteyen herkesin yazılarını okuması gereken yazar dostum Ümit Alan bana şöyle dedi:

“Aslında herkesin ölümünden önce, başkalarının kendisiyle ilgili görüşlerini okuyacağı böyle bir gün olsa ne kadar iyi olur! İnsanlar okurlar ve kendilerini aldatmamış olurlar!”

Bana ilginç geldi!

İster misiniz?

RIZA NASIL ÜRETİLİR?

Chomsky çok yönlü bir bilim insanı ve aydındı; bilim dünyasında insanın dil yetisi konusunda geliştirdiği kuramlarla tanınıyor. Onu modern linguistik biliminin kurucusu sayanlar var.

Ancak siyaset dünyasına damgasını basmasının nedeni post-modern sömürü düzenini ve özellikle Amerikan emperyalizmini tüm kurumlarıyla gözler önüne serip çözümlemesi. Görüyoruz ki, iç içe geçmiş kurumlardan oluşmuş açgözlü bir sistem hegemonisini kurmuştur; dünyaya kurnaz neoliberal kapitalizmi yerleştirip uygulayan bu sistemdir.

Benim bir iletişim öğrencisi olarak Chomsky’e duyduğum ilginin nedeni, bu egemen sistemle büyük medya arasındaki ilişkileri açıklayan “Propaganda Kuramı”dır. Chomsky bu konularda kafa yoran herkesin sorduğu temel soruları sormuş ve somut kanıtlara dayanan inanılır açıklamalar üretmiştir:

Nasıl oluyor da, rasyonel olduğu ileri sürülen kitleler yalanlara bu kadar kolay inanıyor, şarlatanlara kanıyor? Nasıl oluyor da bu kadar adaletsiz bir dünyada isyan etmiyor, hatta bozuk düzeni korumak için canlarını vermeyi kabul ediyor?

İki sözcükle: “Niçin razılar?”

Chomsky’e göre bunun başlıca nedeni medyanın onları kandırmasıdır. Hükümetler savaş için bahaneler; silah şirketleri silah üretirken, dev medya şirketleri o savaş için “rıza” üretmektedir.

Onlar özünde rıza imalatçısıdırlar.

DİN, MEDYA ve PARRHESİA

Chomsky’den önce bu rıza daha çok dinsel aldatmaca ile açıklanıyordu. Din, insanlara hem düşman (“kafir”) yaratıyor, hem o düşmana karşı savaş ve can verme dürtüsünü geliştiriyor, hem de o yüzden çektiği sıkıntıları öbür dünya vaadiyle katlanabilir hatta cazip kılıyordu.

Chomsky, bu türden imalatın çağdaş örneklerini somut incelemelerle ortaya koyarak, gezegeni yaşanamaz hale getirmekte olan büyük oyunu ifşa ediyordu.

Chomsky’nin “rıza imalatı” kuramı çok etkili oldu. Peki, bu sistem canavarına karşı kazanmak olanaksız mıydı? Muhalefet ve değişim nasıl oluşuyor, zaman zaman sistemi zorlayabiliyordu?

Chomsky çizdiği karamsar tabloya rağmen ezilenlerin, soyulanların, aldatılanların mücadelesinden yanaydı.

“Rıza” ya karşı çıkmak başlı başına önemliydi. Yahudi kökenli olmasına rağmen İsrail’in Gazze’deki soykırımına hiddetle karşı çıkması küçük bir örnekti. Haksızlıklara razı olmak kötüydü, ama en kötüsü, onları bile bile savunmaktı.

Onu çağımızın önde gelen “kamusal aydın”larından biri haline getiren, güç odaklarına karşı susmayı reddetmesiydi.

Bu daha önceki yazılarımda da değindiğin “dobracı” düşünürlerin özelliğidir. Felsefe tarihinde “parrhesia”cılar olarak tanınıyorlar. Pirleri Sinoplu Diyojen, çağdaş sözcüleri Michel Foucault’dur. Onlar sistemin kandırmacalarını yutmadıkları için, her haksızlığı kendilerine yapılmış sayarlar. Doğru bildiklerini dobra dobra söylemek konusunda kendilerini yükümlü görürler.

Bu, her söyledikleri mutlaka doğrudur anlamına gelmez; söylerken onun doğru olduğuna içtenlikle inandıkları anlamına gelir.

Öldü sanılarak bir kez daha tartışma gündemine gelen Chomsky için, “Şu konuda yanılmış!” diyebilirsiniz ama yalancı diyemezsiniz!

Paylaş:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir