AKP ve Erdoğan’ın 20 küsür yıldır “ONLAR şöyle, ONLAR böyle” deyip aşağıladığı ve dışladığı kentli, seküler, cumhuriyetçi kesim, iki yenilgiye rağmen bu kez pes etmedi. Hatta kendi gücünün farkına vardı ve bilinç üretti bile diyebiliriz!
Bilinçsiz yığınlar kuru kalabalıktır. Sonuca bilinçli kitle ve sınıflarla gidilir. Bu kez AKP’nin “0nlar”ına karşı güçlü bir “Biz” bilinci oluşturdular. O bilinçle sandıklara heyecan ve azimle gittiler. Disiplinli ve kararlı kaldılar. Erdoğan’ın “0NLAR’ı olmaktan hoşnut hatta sevinçliydiler.
Bu bilinç, bu “Biz” olma ruhu, 20 yıllık popülist kutuplaştırma politikalarının sonucudur.
Ve çok uzak olmayan bir zamanda Türkiye’yi değiştirecektir!
YENİ BİR DÖNEM
Yeter ki, korunsun ve geliştirilsin. CHP, bu bilincin muştucusu ve ilk dalgası olan Gezi uyanışından yararlanamamıştı.
O yılarda kaç kez “Ey analog Ankara, bu dijital çocuklara saflarınızda yer açın!” diye yazmıştım. CHP’de emekli olmayı kadro ve yaş meselesi sayan analog bürokrat ruhlu kadrolarla yola devam edildi. Yüzde 25’te takılıp kalmalarının sırrı da budur.
Önümüzdeki iki yıl içinde en az bir, büyük olasılıkla iki seçim var. Yerel seçimle genel seçimin birleştirilmesi bir olasılıktır. Dün dün ile gitti. Mayıs bilinçlenmesinden sonra Türkiye yeni bir siyasal iklime girmiştir. Demir sıcakken dövülür ve soğumaması için körüklere asılmak gerekir.
ÜRETİCİ VE YARATICILAR NEREDE İSE…
Yeni siyasi dönemin en önemli özelliği ülkenin üretici ve yaratıcı kesimlerinin açıkça değişimden yana taraf almalarıdır. Bunların ülkenin Batı’sında ve sahillerde yoğunlaştıklarını görüyoruz. Ülkede üretimin yüzde 66’sının gerçekleştiği kentlerde Kılıçdaroğlu önde çıkmıştır. Yüksek teknoloji oradadır. Amerikalıların deyişiyle “the brightest and the best’ yani en parlak ve üstün zekalılar orada yaşamakta, hayata katılmaktadır.
Bu üçte iki aynı zamanda göç alan illerdir. Erdoğan’ın kazandığı üçte bir ise ülkenin en durağan, geri kalmış, verimsiz, göç veren yerleridir. Erdoğan’ın yüzde 70 oy aldığı Çankırı’yı Kılıçdaroğlu’nun yüzde 70 oy aldığı illerle karşılaştırın. Geriyi ve ileriyi, bugünü ve yarını görebilirsiniz.
Sosyo-ekonomik ve demografik olarak Türkiye’nin gidiş yönü bellidir. Kuşkusuz bu siyasal olarak da böyledir. Türkiye çağın istediği yönde değişecektir. Yeter ki Mayıs’ta üretilen bilinç pörsümesin. Yeter ki Biz”lik bilinci canlı tutulsun.
Selam baba.valla.secim var diye 2.turda otel paramın 5 gününü yakarak şehre döndüm cocuklarim ve torunlarım için. Ama oy vermeyenlerin sayisida bir hayli fazlaydı.bizde ki eksiklik sosyolog eksikliği halkı tanımamak halka inememek .tespitlerinde haklısın vergiyi ve beyni veren bu ülkenin sahil kesimindekiler ama itilip kakilan dislananlarda bu insanlar……secimi kaybedersek bu solun da chp nin de sonu demiştim yineliyorum sol slogan siyasetini bırakmadıkça aydın denilenler halkı kucumsemekten vazgeçmezse ne solu ne sağı kalacak …..hoşgeldin şeriat……şunları okuyan aydınlar biraz da siz yazında bizde faydalanalım….yoksa sahilde bira içip boş şişeleri denize atanlardanmisiniz?