Görsel açıdan bugünle karşılaştırılamayacak kadar yoksul geçen çocukluğumuzda “çiçek dürbünü” dediğimiz oyuncaklar vardı. Büyükler kaleydoskop derlerdi. Bunlara bir gözünüzü kapatıp baktığınızda allı-morlu-yeşilli biçimler görürdünüz. İşin en hoş tarafı, dürbünü salladığınızda ya da çevirdiğinizde bu biçimler değişir, bambaşka görüntülere dönüşürdü. Bilgisayarlarla yetişmiş çocuklara komik gelebilir ama, bu değişim bizi şaşkına çevirirdi.…
Yorum BırakHaluk Şahin Yazılar
Gazeteci kimdir? Bir zamanlar bu soruya çok önem verilir, açık oturumlar, uluslararası konferanslar yapılırdı. Kimilerine göre, birisine “gazeteci” denilebilmesi için onun diploma, meslek odasına üyelik, iş, basın kartı vb. özelliklere sahip olması gerekirdi. Ben bu gibi toplantılarda hep gazeteciliğin vazgeçilmez bir kamu görevi olduğunu ve öncelikle bir misyon duygusu gerektirdiğini…
3 YorumNoam Chomsky öldü mü? “Acun ıssız kaldı mı?” diye devam edebilirim. İki hafta kadar önce, 95 yaşında ve ağır hasta Amerikalı düşünürün öldüğü haberi yayılınca tüm dünyada binlerce insan bu soruya kendince yanıt verdi. Büyük çoğunluk, Chomsky’nin ölümüyle dünyanın daha sessiz, daha acımasız, daha yalancı, daha cahil, daha korkak bir…
Yorum BırakBir yapay zeka tartışmasıdır gidiyor.. Görüşler çeşitli. Müjde mi, yoksa kara haber mi anlaşamıyoruz. Bence bunun temel nedeni pandemi sırasında yaşanan iletişim sıkıntılarının ardından birilerinin yapay zeka programlarını öne alması ve pazarlama kampanyasında gaza basmasıdır. Gazetecilik alanında da aynı tartışma alevlenmiş durumda. Burada da soruluyor: Müjde mi yoksa kara haber…
Yorum BırakKonu yeniden alevlendi: Efendim, Eurovision Şarkı Yarışmasına katılan Yunanistan ekibi ne hakla bizim halayımızı ve mendil sallama figürümüzü taklit edermiş! Bu tartışmanın çeşitli versiyonları var. Baklava, yoğurt, dolma, kahve vb. versiyonları gibi… İki taraf da bunu yapıyor. Bu kez suçlanan Yunanlılar bu alanda bizden geri kalmıyorlar. Bir çeşit beyaz peynir…
Yorum BırakYaşadığımız dönemde ve özellikle yaşadığımız memlekette sevginin lafı çok kendisi ise pek yok! Alışkanlıklar, çıkar bağları, bağımlılıklar, toplumsal beklentiler “sevgi” adı altında yaftalanıyor. Yaşam kavgasının ve egemen ideolojinin etkileriyle, benzetme yerindeyse, sevgi salgılayan bezlerimiz dumura uğramış. Ama gene de bazıları sevebiliyormuş gibi davranıyor. Birazcık zorlayınca o bölgenin çoktan kurumuş olduğunu…
Yorum BırakEn son söyleyebileceğimizi en baştan söyleyelim: Niçin “maarif” ve “müfredat”? Eğitim ve öğretimin önde gelen ve ilan edilen amaçlarından birisi anadili yani Türkçeyi öğretmek ve sevdirmek değil mi? Artık kullanımdan düşmüş, Türkçenin dilbilgisi kurallarına uymayan, çocukların asla anlayamayacağı bu iki Arapça sözcüğe yaslanmaya ne gerek vardır? Hadi iktidar ortağı MHP…
Yorum BırakBu hafta da yazıma yeni çıkan anılar kitabımdan (Babıali’ye Son Tren) bir paragrafla başlıyorum. Çünkü konu güncel. TRT bölümünde anlattıklarımı “itiraf” olarak çerçevelemişim: “Katıldığımız ilk Eurovision Şarkı Yarışması’nda ülkemizin verdiği puanları canlı olarak Avrupa’ya ilan eden kişi bendim: “France four points vb…” Önceden böyle planlanmamıştı ama, son anda benim üstüme…
Yorum BırakSanta Barbara’da oturan Amerikalı avukat arkadaşımla dünya ahvali üzerinde yıllardır dertleşiriz. O beni Türkiye’de, ben de onu Amerika’da olanlardan sorumlu tutarız. Yıllarca o hesap sordu. Son zamanlarda daha çok ben hesap soran konumunda oluyorum. Geçenlerde Amerikan basınının Gazze’deki insanlık faciasını aktarışındaki tek yanlılıktan yakınıp sordum: “Ne olacak bu Amerikan medyasının…
Yorum Bırak