İçeriğe geç

Haluk Şahin Yazılar

Katmerli bir pentimento olarak Türkiye: Deneyimler silinmez, belki silikleşir

Konu yeniden alevlendi: Efendim, Eurovision Şarkı Yarışmasına katılan Yunanistan ekibi ne hakla bizim halayımızı ve mendil sallama figürümüzü taklit edermiş! Bu tartışmanın çeşitli versiyonları var. Baklava, yoğurt, dolma, kahve vb. versiyonları gibi… İki taraf da bunu yapıyor. Bu kez suçlanan Yunanlılar bu alanda bizden geri kalmıyorlar. Bir çeşit beyaz peynir…

Yorum Bırak

Kedilerden sonra köpekler de İstanbullu olabilir mi? Hepimiz sorumluyuz!

Yaşadığımız dönemde ve özellikle yaşadığımız memlekette sevginin lafı çok kendisi ise pek yok! Alışkanlıklar, çıkar bağları, bağımlılıklar, toplumsal beklentiler “sevgi” adı altında yaftalanıyor. Yaşam kavgasının ve egemen ideolojinin etkileriyle, benzetme yerindeyse, sevgi salgılayan bezlerimiz dumura uğramış. Ama gene de bazıları sevebiliyormuş gibi davranıyor. Birazcık zorlayınca o bölgenin çoktan kurumuş olduğunu…

Yorum Bırak

Müfredatı değiştiren maarife arif gerekir

En son söyleyebileceğimizi en baştan söyleyelim: Niçin “maarif” ve “müfredat”? Eğitim ve öğretimin önde gelen ve ilan edilen amaçlarından birisi anadili yani Türkçeyi öğretmek ve sevdirmek değil mi? Artık kullanımdan düşmüş, Türkçenin dilbilgisi kurallarına uymayan, çocukların asla anlayamayacağı bu iki Arapça sözcüğe yaslanmaya ne gerek vardır? Hadi iktidar ortağı MHP…

Yorum Bırak

Hani Avrupalıydın? Eurovision’da bizim buraların kültürünü Yunanistan temsil etti

Bu hafta da yazıma yeni çıkan anılar kitabımdan (Babıali’ye Son Tren) bir paragrafla başlıyorum. Çünkü konu güncel. TRT bölümünde anlattıklarımı “itiraf” olarak çerçevelemişim: “Katıldığımız ilk Eurovision Şarkı Yarışması’nda ülkemizin verdiği puanları canlı olarak Avrupa’ya ilan eden kişi bendim: “France four points vb…” Önceden böyle planlanmamıştı ama, son anda benim üstüme…

Yorum Bırak

Niçin 158. olduk? Şimdi ne yapmalıyız? 180 ülke arasında nal toplamak Türkiye’ye yakışıyor mu?

Santa Barbara’da oturan Amerikalı avukat arkadaşımla dünya ahvali üzerinde yıllardır dertleşiriz. O beni Türkiye’de, ben de onu Amerika’da olanlardan sorumlu tutarız. Yıllarca o hesap sordu. Son zamanlarda daha çok ben hesap soran konumunda oluyorum. Geçenlerde Amerikan basınının Gazze’deki insanlık faciasını aktarışındaki tek yanlılıktan yakınıp sordum: “Ne olacak bu Amerikan medyasının…

Yorum Bırak

Amerikan kampüslerinden yükselen ses: Hesaplaşma başlıyor!

Amerikan üniversitelerinin kampüslerinden gelen İsrail’i protesto haberlerini hem hayretle hem de deja vu (Ben bunları daha önce de görmüştüm) duygularıyla izliyorum. Başta New York olmak üzere tüm ülkede onlarca gösteri, yüzlerce tutuklama, siyasal tepki, karmaşa… Hayretle izliyorum, çünkü Amerikan medyalarının ve siyasi kurumlarının İsrail yanlısı derin hegemonyalarına rağmen aralarında ilerici…

1 Yorum

Yalan, gürültü, dezenformasyon.. Gerçek iletişimci ne yapmalı?

Tozla duman, sapla saman birbirine karışmış durumda. Doğruyla yalanı ayırt etmekte zorluk çekiyoruz. Bu belirsizlik, zamanımızın en büyük sorunlarından birisi ve hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü hepimiz biraz iletişimciyiz! Ama bu yazıda ben daha çok profesyonel ya da yarı-profesyonel iletişimcilerden söz ediyorum. Yani hayatını kısmen de olsa “içerik” üretip bunu iletişim araçlarıyla…

Yorum Bırak

İletişim Duayeninden Tüm İletişimcilere Açık Mektup

PROF. DR: HALUK ŞAHİN (Emeritus) İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ İletişim duayeninden tüm iletişimcilere açık mektup: Peki şimdi ne yapmalıyız? Bir değerlendirme Haluk Şahin’in 20 Nisan 1974 yılında Indiana Üniversitesinden Kitle İletişimi alanında Doktora derecesini alışının 50. yılında kilometre taşı olarak yazılmıştır. ÖN HAMİŞ Sevgili iletişimciler, İletişim “duayen”i derken bunu bir övgü…

Yorum Bırak

Dibe vurmak.. Ve ayağa kalkmak..

31 Mart seçimlerinde birçok kişi hayatının doruğuna çıktı ya da dibe vurdu. Şimdi, özellikle dibe vuranların ne yapacaklarını merak ediyor, ilgiyle izliyoruz. “Beter olsun!” diyenler “Var, vah! Yazık oldu!” diyenler var! Özellikle siyaset dünyasında birinin dibe vurduğu nokta ötekinin doruğu olabiliyor. Homo homini lupus vaziyetleri! Ben ilk kitabı Babıali’ye Son…

1 Yorum