İçeriğe geç

Haluk Şahin Yazılar

Yeni bir Orta Çağ mı? Eski gaipin yerini yeni gaip mi aldı?

Son zamanlarda, özellikle İsrail-Hamas savaşı başladığından beri sık sık soruyorum: Acaba Orta Çağ’a geri mi döndük? Ya da: Acaba “yeni” bir Orta Çağ’a mı girdik? Hatta Son Çağ’a? Orta Çağı belirleyen özelliklerden başta geleni dinsel bağnazlıktı. Bununla ilintili olarak sık sık savaşlar patlak verir, bazen bu savaşlar büyür, Haçlı seferlerine…

2 Yorum

Aforizma zamanı

Uzun kitaplara, uzun makalelere zaman yok! Okurken sıçraya atlaya okunuyor. Büyük bir olasılıkla o sırada başka bir şey daha yapılıyor. Okuma süreci gelen mesajlarla, uyarılarla, şunla bunla sık sık kesiliyor. İnternette 300 sayfalık kitapları beş sayfada özetleyen uygulamalar rağbette. Böylece kitap okumuş oluyormuşsunuz! Gözlerini elindeki telefonun ekranından kaldırmayan Homo Süper…

1 Yorum

Kıyametin dört atlısı..

Dünyanın hali hiç iç açıcı değil. Hele son haftalarda asla olmayacağını düşündüğümüz şeyler oluyor. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilere yapılanlardan sonra soykırımın asla açıkça savunulamayacağına inanmıştık. “Bir daha asla!” O tarihin çöp sepetine gitmişti! Ama o da ne? Televizyonda temiz yüzlü bir Yahudi kız çocuğu Gazze’eki bütün çocukların öldürülmesi gerektiğini…

2 Yorum

Projeye yüzyıl yetmedi!

“HANIMLAR, EFENDİLER, CUMHURİYET MÜCADELESİNİN İKİNCİ YÜZYILINI İLAN EDİYORUZ! Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümü genel bir hayalkırıklığı, “Böyle mi olmalıydı?” havasında “kutlanıyor”. Başka tarih yokmuş gibi 28 Ekim’e Hamas’a destek amaçlı dev bir mitingin konması bu kötümser havayı daha da koyulaştırdı. Haklılar. Cumhuriyet’in in yüzüncü yılı, yani Türk halkının “Yok edilmeyi reddediyoruz! Her…

1 Yorum

Bizi kim susuz bıraktı? Niçin?

Şom ağızlılar gene alarm çığlıkları atmaya başladılar: “Dikkat! Susuzluk krizi kapıda. Aylardan Ekim, İstanbul dolayındaki barajlarda su seviyesi yüzde 10’un altında. Ve yakında yağmur görünmüyor!” Susuz yazları eskiden de bilirdik. Bu kez susuz bir kıştan söz ediyorlar. İklim dengeleri öylesine bozuldu ki olur mu olur! Ama bakarsınız bazı yerleri de…

1 Yorum

İsrail ve Gazze’nin hatırlattığı: Kötülük inatçıdır

İsrail ve Gazze’de yaşanan korkunç olaylardan sonra yine ikiye bölündük. Kimileri İsrail’in yaptıklarının utanç verici olduğunu haykırdı, kimileri ise Hamas’ın yaptıklarının… Ben de utandım. Çok çok utandım. İnsanlığımdan utandım! Masum insanları, çocukları öldürmek. Kafalarını kesmek! Sonra cesetlerinin üzerine işemek! Görüntüleriyle verdiler bunları. Bu türden iğrençliklere maruz kalanların kim oldukları önemli…

1 Yorum

İstanbul teslim olmaz!

SANA DÜN EMİNÖNÜ’NDEN BAKTIM İSTANBUL… Hala karınca yuvası gibisin. Karmaşan hala devam ediyor. Bir telaş, bir telaş. Hala 72 millet etrafta, konuşmalar Babil kulesini anımsatıyor. Güvercinlerin kanat sesleri, martıların çığlıkları, vapur düdükleri birbirine karışıyor… Tam bir kaos! İlk kez gördükleri İstanbul’u anlatmaya çalışan yabancıların en çok kullandıkları sözcüğün “kaos” olduğunu…

5 Yorum

Gazetecilikte bir patika açmak: Artık asıl görev balonları patlatmak

Seferihisar’da yapılan Basın Kampı’na ulaştığımda genç gazeteci arkadaşlar “Hocam, bu bunalımdan nasıl çıkacağız? Bize yol gösterin…” türünden şeyler söylediler. Ne diyeceğimi bilemedim. Aklıma büyük İspanyol şairi Antonio Machado’nun Yol adlı şiirindeki dizeler geldi. Cep telefonumdan şiirin İngilizcesini internetten bulup (Yaşasın teknoloji!) dilimize çevirdim: “Ey yolcu, tek yol Senin ayak izlerin,…

2 Yorum

Bir yol arıyoruz: Nasıl gazetecilik yapacağız? // 50 yıllık iletişim doktorunun düşünceleri

Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde bağımsız ve özgür basın derin bir kriz geçiriyor. Bu, aynı zamanda demokrasinin krizi demek. O yüzden İzmir Seferihisar’daki basın kampında gazetecilik kadar, demokrasi de konuşulacaktır, eminim. Genç arkadaşlar, eksik olmasınlar, beni de davet ettiler. Medya araştırmacısı olarak bir de ödül vereceklermiş. Çeşitli panel ve…

2 Yorum