İstanbul’u dünya kentleri arasında en özel yapan niteliklerden birisi bu “bi misli baha” kentin yazlığıyla kışlığıyla tek kent olmasıydı. 1950 ve hatta 60’larda kışın oturulan Şişli’deki apartmandan mayıs gelince Erenköy’deki köşke taşınanları hatırlarım. Ta Bostancı’ya kadar Kadıköy tarafı “yazlık”lar, plajlar ve açık sinemalarla doluydu. Adalara yazlığa gidenlere de rastlanırdı. Henüz…
Yorum BırakHaluk Şahin Yazılar
Güzel Mavrella’nın önümüze koyduğu soru..
Yorum Bırakİnsanlığın önündeki en önemli soru: “İnsani kararları robotlar mı verecek yoksa insanlar mı?”
1 YorumOyunun kuralları değişti: Fransızların bile Fransız kalamayacağı Türk dizisi yapmak mümkün!
2 YorumSayıları gittikçe artan emojiler her türlü duyguyu anlatma iddiasında. Belli ki onlara ihtiyaç var.
2 YorumYalanlarla doğrular savaşmıyor. Yarı yalanlarla yarım doğrular savaşıyor.
1 YorumÇağın sorusu: Ya o bilgileri birileri kötü amaçlarla kullanırsa?
2 YorumUmberto Eco’nun “ahmaklar alayı” dediği kalabalığa katılmamak için neler yapmalıyız?
2 YorumSon zamanlarda sosyal medyanın bir anti-iletişim aracı olarak kullanılışını inceliyorum. Troller bunun yalnızca bir örneği. İletişimi bozmak, iptal etmek, tersine çevirmek, sulandırmak, etkisini silmek, yalanı egemen kılmak amacıyla bile bile yapılan sistematik anti-iletişimsel etkinliklerin tümü bu kategoriye giriyor. Demokrasinin temiz kanı sayılabilecek özgür iletişime ve doğru bilgiye karşı onu zehirleyerek telef etmeye çalışan “telefişim”!
1 Yorum