Geçen akşam AFS Kitap Kulübü’ndeki arkadaşlarla zoom üzerinden bir sohbet yaptık. Konu “Ada” adlı romanımdı. Söz dönüp dolaşıp Dijital Çağ’da roman türünün geleceğinin olup olmadığına geldi. “Romanın dizilere senaryo sağlamaktan başka bir işlevi kaldı mı?” sorusu sık sık sorulmakta… “Ada” benim ikinci romanım. Birincisi, “Babıali’de Cinayet”, Türkiye’de gazeteciliğin çürüyüşünü anlatıyordu.…
2 YorumEtiket: ada
İstanbul’u dünya kentleri arasında en özel yapan niteliklerden birisi bu “bi misli baha” kentin yazlığıyla kışlığıyla tek kent olmasıydı. 1950 ve hatta 60’larda kışın oturulan Şişli’deki apartmandan mayıs gelince Erenköy’deki köşke taşınanları hatırlarım. Ta Bostancı’ya kadar Kadıköy tarafı “yazlık”lar, plajlar ve açık sinemalarla doluydu. Adalara yazlığa gidenlere de rastlanırdı. Henüz…
Yorum BırakGüzel Mavrella’nın önümüze koyduğu soru..
Yorum Bırak