İçeriğe geç

Etiket: haluk şahin

İki arada bir derede olsak da.. Yurtsever olabiliriz…

İktidarın beklenmedik Avrupa Birliği’ne dönüş manevrasıyla o ezeli tartışma yeniden canlandı: Türkiye nereye ait? Doğu’ya mı, yoksa Batı’ya mı? Avrupa’ya mı, yoksa Asya’ya mı? Bu tartışmayı isterseniz M.Ö. 12 yüzyıldaki Troya Savaşı’na kadar götürebilirsiniz… Anadolu kavimlerinin ve daha sonra Osmanlı’nın tarihini bu iki yaka arasındaki salınımlarla anlatabilirsiniz… “İki arada”lık üzerinde…

2 Yorum

İletişim bozuldu, böyle oldu

Çağımızın en büyük sorunu iletişimin bozulmuş olmasıdır. Bu, Oktay Akbal’ı anımsayarak söyleyelim, “ekmeklerin bozulması”ndan daha vahim bir durumdur. İletişimin soluk aldığımız hava olduğu için hayatlarımızı her düzeyde etkilemektedir: Kişisel, toplumsal, kurumsal, siyasal, ekonomik, diplomatik, hatta dinsel! Hemen her düzeyde iletişime hormon katılmış; iletişim asıl amacının dışında, bozuk sistemin hizmetinde toksik…

1 Yorum

Hasan ile Zehra’yı kim işten çıkarttı?

Robotlar mı yoksa algoritmayı yazanlar mı? Büyük patronlar ekonomik kriz bahanesiyle fabrikadan yeni işçiler çıkartılmasına karar verdiler. Kimlerin çıkartılacağına karar vermek üzere yönetim robotlarına başvurdular. Robotlar ilk çıkartılacakları hemen saptadılar: Hasan ile Zehra bunlar arasındaydı. Hasan, mesai aralarından sonra işine dönmekte birkaç kez gecikmiş; Zehra’nın ise son haftalarda üretimi düşmüştü.…

1 Yorum

İnsanın lüzumsuzlaşması: Yeni dünyada insanlara gerek olacak mı?

İnsanlar kısa hayatları boyunca bir şeye yaradıklarına, birilerinin onlara ihtiyaç duyduğuna, hatta vazgeçilmez olduklarına inanmak isterler. Lüzumsuzlaşmak en büyük korkularından biridir. Yahya Kemal’e göre, ölmekten bile kötüdür bu. Sait Faik, Lüzumsuz Adam adlı hikayesinde, kimseye bir faydası olmayan garip ve yalnız bir insanı anlatır. Çok meşgul iş insanı İshak Alaton,…

3 Yorum

Yoksa yapay zeka bir boğaz pastili mi?

Homo süper communicatus’u tanıyorsunuz! Tanımıyorum diyorsanız, hemen akıllı telefonunuzu alın, fotoğraf işlevine girin, orada çıkan görüntüdeki ters oklu noktaya basıp ekrana bakın: İşte “Homo süper communicatus!” Yani siz! Yani akıllı telefonu olan herkes! Yani hepimiz! İnsanın homo sapienslik aşamasının son mertebesi. Biyolojik değilse bile işlevsel olarak bence yeni bir tür…

2 Yorum

Yapay zekadan kim korkar? Kapitalizm? Demokrasi? İnsanlık?

Seçim yüzünden çok sıcak olan Yapay Zeka (YZ) konularına değinmeye vakit bulamadık. Oysa, seçim, bir ülkeyi beş on yıl etkileyecekken, Yapay Zeka’yı insanlık için bir dönüşüm noktası olarak görenler, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” diyenler var. İnternetinin yayıldığı ve sosyal medyanın günlük hayatı işgal etmeye başladığı günlerde de böyle…

3 Yorum

Peter ilkesi ve makam çürümesi

Zehirli dumandan etkilenmeden, hizipçilik yapmadan, linç kampanyalarına katılmadan, küçümseyip burun kıvırmadan, haddimizi aşmadan doğru soruları soralım ve konuyu açıklığa kavuşturalım. Demokrasilerde niçin bir kişinin, seçilmiş de olsa, önemli makamda kalma süresine sınır koymak ihtiyacı duyulmuştur? Niçin “Madem ki iyi adamı bulduk, bırakalım ömür boyu kalsın?” denmemiştir. Niçin bu süre hemen…

3 Yorum

Seçim sonuçlarına göre “onlar” ve “biz”

AKP ve Erdoğan’ın 20 küsür yıldır “ONLAR şöyle, ONLAR böyle” deyip aşağıladığı ve dışladığı kentli, seküler, cumhuriyetçi kesim, iki yenilgiye rağmen bu kez pes etmedi. Hatta kendi gücünün farkına vardı ve bilinç üretti bile diyebiliriz! Bilinçsiz yığınlar kuru kalabalıktır. Sonuca bilinçli kitle ve sınıflarla gidilir. Bu kez AKP’nin “0nlar”ına karşı…

1 Yorum

Sosyal psikolojinin belirlediği seçim: Büyük krize ve depreme rağmen niçin böyle oldu?

Enformasyon sellerinin insanları serseme çevirdiği elektronik ve dijital iletişim çağında yalnızca bizde değil, dünyanın pek çok yerinde şöyle yakınmalar duyuyoruz. “Nasıl oluyor da insanlar bu kadar ters tercihler yapabiliyorlar? Somut olgular karşılarında apaçık dururken onları görmezden gelebiliyor, kendi çıkarlarına taban tabana zıt kararlar alabiliyorlar?” Eskiden tüm bunları cehaletle açıklamak mümkündü.…

1 Yorum