İçeriğe geç

Haluk Şahin Yazılar

Bir şirket olarak TÜRKİYE ÇOK KÖTÜ YÖNETİLİYOR

“Çok kötü yönetiliyor” derken bunu siyasi anlamda söylemiyorum. Anayasa’dan, partiler yasasından, demokrasiden, basın özgürlüğünden filan söz etmiyorum. Türkiye’nin rasyonel bir “işletme” ya da şirket olarak yönetilmesinden söz ediyorum. “Savaşta bir ordudan” da diyebilirsiniz. Rekabet piyasasında şirket yönetiminin askeri-stratejik kurumlara benzediği savı bundan 30-40 yıl kadar önce çok popüler olmuştu; Hun…

Yorum Bırak

1923 SATILIK MI? BU KOZLARLA BU PROJEYİ SATAMAZSINIZ!

AKP için asıl zor ikna süreci şimdi başlıyor: Erdoğan ve arkadaşları, DEM ve Öcalan tarafından temsil edilen Kürtleri ikna etmek için çok uğraştılar. Gittiler geldiler, gizli açık konuştular ve sonunda onları masaya oturtmayı başardılar. Şimdi sıra Türklerde. Siyasal partilerden değil, genel kamuoyunu kastediyorum. Seçmen kitlesi de diyebilirsiniz. Bunların ille etnik…

Yorum Bırak

PİRUS ZAFERİ

Değerli dost, Uzun zamandır haftalık blog yazılarımı posta kutunuza gönderiyorum. Gazeteci olarak uzun yıllar okurun beni seçmesini bekledikten sonra okurumu seçebilmek hoşuma gidiyor. Ancak, haftada bir paldır güldür posta kutunuza girmenin bir çeşit arsızlık olduğunun da farkındayım. O yüzden diyorum ki; 1. yazıların bu şekilde whatsaptan gelmeye devam etmesini istiyorsanız…

Yorum Bırak

BU YIL HOMEROS’U SAZ EŞLİĞİNDE OKUYORUZ BÜYÜK OZANIN DİZELERİ TROYA’NIN KARŞISINDA YANKILANACAK

2-3 AĞUSTOS’TA BOZCAADA’DA Bu yıl 24. kez yapılacak olan Homeros Okuması’nı sazlı sözlü yapmaya karar verdik. Yo, reklam ya da zıptıkçılık olsun diye değil, öyle olması en doğru olduğu için… Yılın şairi Levent Yılmaz. Yılın yeniliği ise, İlyada’dan bazı bölümlerin bin yılların ardından halk ozanı tarafından saz eşliğinde okunacak olması:…

Yorum Bırak

KURULTAY TUZAĞINA DÜŞMEMEK: CHP’NİN MAMDANİ’DEN ALACAĞI DERSLER VAR

SALAK YERİNE KONMAMA HAKKI Bu satırları Pazartesi sabahı CHP kurultayı ile ilgili duruşmanın sonucu belirginleşmeden yazıyorum. Günlerdir televizyonlarda uzun uzun tartışıyor, altı yedi olasılık olduğunu söylüyorlar. Ben çıkacak kararı tahmin edebiliyorum. O yüzden heyecanlı değilim. Ama üzgünüm ve Türk demokrasisi açısından kederliyim. Çünkü son günlerde yeni CHP’ye karşı sürdürülen sürek…

Yorum Bırak

DÜN DE YARIN DA BUGÜNDÜR. KARMAŞIK, BULANIK, TEHLİKELİ GÜNLER….

Yıllardır yazılarımın başında kullandığım “Dün henüz bitmedi, ama yarın çoktan başladı. Bugün günlerden ne?” sloganını net olarak doğrulayan günler yaşıyoruz. Dün, bugün, yarın, hatta öbür gün…. İç içe. Karmaşık, bulanık, tehlikeli günler… Dev seller altındayız. Eski yapılardan kopmuş parçalar önümüzden geçiyor. Birisinin üzerinde NATO yazıyor. BRICS denen yeni yapılardan kaçmış…

Yorum Bırak

BİR YOBAZ BİR YOBAZA GEL SENİNLE BERABER YOBAZLIK YAPALIM DEMİŞ

İran-İsrail savaşının teknik ayrıntıları üzerinde duracak değilim. Zaten tüm televizyonlarda “çarıklı erkan-ı harpler”e taş çıkartacak “sırıklı erkan-ı harpler”, şuraya bomba düştü buraya bomba düşmedi türünden ajans haberleriyle her türlü derin (!) analizi saat başı yapmaktalar. Ben bu savaşı niçin iki tarafın da kaybettiğine ilişkin iki anıyla yetineceğim. Birincisi İsrail’den. Arena…

Yorum Bırak

LOS ANGELES… GAZZE…İSTANBUL… GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTİYOR!

Dünyada ve Türkiye’de bir süredir “Ben sana gösteririm!” yaklaşımı egemen. Diğer duyu yetileri ve becerileri, işitmek, koklamak, dokunmak, okumak, düşünmek bir yana bırakıldı, varsa yoksa göstermek! Hele siyaset dünyası, baştan aşağıya göstermeye dayanıyor. “Göstermelik” de diyebiliriz! Son dönemlere kadar görmenin en ikna edici yeti olduğuna inanılırdı. “Gözümle görmeden inanmam!” derdik,…

Yorum Bırak

AİLEYİ ROBOTLAR Mİ KURTARACAK?

“Aile”nin geleceği tartışılıyor. Bu geleceğin pek parlak olmayabileceğine dair alametler belirdi: Evlilikler azalıyor, boşanmalar çoğalıyor, yeni doğumlar hızla düşüyor… Ciddi sorunlar var. Ne oluyor? Ne olacak? Ne yapılabilir? Moden evliliklerde, sonu boşanmaya kadar giden kavgaların çoğunun evdeki iş bölümüyle ilgili olduğunu biliyoruz. Yemekleri kim yapacak, çamaşırları kim yıkayacak, ortalığı kim…

Yorum Bırak

AİLE İÇİN AYRI SALONUMUZ YOKTUR

Peki çocuklara ve yaşlılara kim bakacak? Gençlik yıllarımızda lokanta ve pastahane gibi yerlerde “Aile için ayrı yerimiz vardır” türünden levhalar görmek pek hoşumuza gitmezdi. Bunu bir tür ayrımcılık olarak görür, “Ne olmuş, bekarsak aç mı kalalım?” diye itiraz ederdik. Günümüzde durum tersine dönmüş durumda. Bırakın evliler için ayrı yerleri, evlenmiş…

Yorum Bırak