İçeriğe geç

Partilerin yerel yönetim felsefesi var mı? Chp’nin vardı..

Yaklaşan seçimler nedeniyle yerel yönetimlerden konuşuyoruz. Aklıma gelen ilk soru: Seçime katılan partilerin bir yerel yönetim ya da belediyecilik felsefesi var mı?

Yoksa, çoğundan gelen “rant…rant…rant” sesleri her şey, açıklamaya yetiyor mu?

Büyük olana büyük ihalelerden büyük rantlar, küçük olana küçük ihalelerden küçük rantlar… Al gülüm, ver gülüm…

Ve daha fazlasını arayanların ağzını kapatmak için simgesel işaretler: Bir cami, bir heykel, bir cadde ismi.. Bakın damgamızı nasıl basıyoruz! “Rant… rant… rant…”

SOSYAL DEMOKRATLAR

Sosyal demokrat dünya görüşü yerel yönetimlere çok önem vermiştir. CHP’nin kendisini “ortanın solunda” ilan etmesi, onu da yerel yönetimler konusunda düşünmeye yöneltmiştir.

Bunun sonucunda, 1970 ve 80’lerde CHP’nin sosyal belediyecilik konusunda önemli çalışmaları olmuştu. Bülent Ecevit yerel yönetimlere büyük önem veriyor, bu alandaki çalışmaları destekliyordu. Onun döneminden Vedat Dalokay, Ali Dinçer, Korel Göymen, İlhan Tekeli adlarını hatırlayınız…

CHP, altı oktaki halkçılık ilkesinin sosyal demokrasi ile bütünleşmesi sürecinde yerel yönetimlere öncü roller yüklüyordu.

Çok konuşuldu, kitaplar yazıldı, seçimler kazanıldı, başarılı işler yapıldı…

AKP’in belediyecilik pratiği bu yaklaşımın İslamileşmiş bir versiyonu olarak değerlendirebilir. Yani, seçim sloganına bakmayın, aslında AKP sosyal demokratların belediyeciliğe daha yatkın olduğunun farkındaydı.

BÜYÜKERŞEN’E YAPILANLAR

Ama sonra CHP, sağcı ve İslamcıların bu gibi şeyleri “laiklerden “ daha iyi yaptığı yanılsamasına kapıldı. Ve kendi ideolojisinden uzaklaştı.

Oysa sosyal demokrat Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’de yaptıkları bu sapmanın ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha göstermeye yeterdi. Büyükerşen, Cumhuriyet döneminin tartışmasız en başarılı belediye başkanıdır. Türkiye’de çağdaş belediyeciliğin doğru bir yaklaşımla neler başarabileceğini göstermiştir!

Peki, belediyecilik felsefesini unutan günümüz CHP yönetimi ne yaptı? Bütün adayları toplayıp ona konferans mı verdirdi? Seminer mi yaptırdı?

Tam tersine, Büyükerşen’i kaba bir şekilde harcadı. Yeniden aday olmaması için oyunlar çevirdi, onu ve sevenlerini kırdı. Neyse ki “hoca”nın yöneticilik dehası, bir manevrayla onları çok ağır bir vebalden kısmen kurtardı.

HAFİF SİKLET CHP

Ancak, felsefesizlik hala devam ediyor. Acaba partide kaç kişi sanayi sonrası dünyada yerel yönetimlerin rolü nedir diye düşünüyor? Kaçı, yabancı sosyal demokrat düşünür ve politikacılar bu konularda neler yazıyor diye soruyor? Acaba Aristoteles’in “iyi yaşam” felsefesi ile sosyal demokrat belediyecilik arasında nasıl bir bağlantı kurulduğunu duyup anlayan oldu mu? Acaba “yapay zeka”nın mahalle hayatını nasıl daha iyi hale getireceği üzerine seminer yaptı mı?

CHP’nin Kılıçdaroğlu dönemindeki asıl zaafı, ideolojik ve entelektüel açıdan hafif sıklet haline gelmesiydi. Bu yüzden yalnızca seçimleri değil, çok haklı olduğu konulardaki ideolojik kavgaları da kaybediyordu.

Daha önceki dönemlerde CHP’nin başına geçen ya da talip olan sosyal demokratlar hep entelektüel ağırlığı olan kişilerdi: Bülent Ecevit, Aydın Güven Gürkan, İsmail Cem…

Şimdi kim var? Belli ki böyle şeylere önem veren de kalmadı. Yoksa son kurultayda bir düşünce ufku açmaya çalışan Örsan Öymen’e öyle muamele ederler miydi?

HATIRLATALIM

Sosyal demokrat ülkelerde belediyeler merkezi iktidarın devamı değil kendi yetki alanlarında karar alabilen özerk kamu kurumlarıdır. Bağımsız düşünme cesaretleri ve birikimleri vardır.

Onlar, sosyal dayanışmanın somutlaştığı, yurttaşa yalnız olmadığını hatırlatan destek acentalarıdır. Cumhuriyet’in “kimsesizlerin kimsesi” olduğu noktalardır.

Türkiye gibi ifade özgürlüğü sorunu olan ülkelerde, ideolojik ve kültürel çeşitlilik sağlayan vahalardır, hava delikleridir. Hem ferahlatır, hem de oksijen üretirler.

Boş arsalara gökdelen kurmayı değil, park ve spor sahası, kütüphane ve konser salonu açmayı planlayan romantiklerin sığınağıdır belediyeler… Onların bol kazancın ötesinde “iyi yaşam” vizyonu vardır.

Paylaş:

2 Yorum

  1. Bülent püsküllü Bülent püsküllü

    Selam baba;hafif siklet chp demissinya bunun üzerine laf söylemek ayıp olur…
    Rahmetli uğur mumcu bunlar için!!!gelirlerse bir daha gitmez demişdi!,hakliymis gitmeyecekler ve gitmemek için ilk başta yerel yönetimleri almışlardı. Zira para rant ihale, adamlarina iş yaratma cemaatlere para aktarma imar pilanlari ne istersen yapabiliyorlar.
    Chp maalesef halkin yani bizim istedigimiz hicbir seyi yapmiyor evet kütüphane açmak park yapmak kapi önüne süt birakmak ekmek yapmak hizmetse evet güzel yapıyorlar ama perdenin arkasina bakinca onlarda rant pesinde….sehrin anasi agladi heryer gokdelen oldu ,geri dönüşüm adı altinda binalar dahada yuksek yapiliyor otopark yok yesil park yok elektrik yetmiyor su zaten yok .sokaklar yüklü deprem olsa bırak apartmani sokaktan çıkamayız maalesef belediyeciligi inşaatçılık zanneden bu zihniyet sehirleri bitirdi….planlama öngörü yok 20.sene sonra istanbulun nasil olacagini hayal bile edemiyorum….adaylardan bir cikip diyemiyor artık insaat izni vermeyecegim sadece geri dönüşümü ada bazlı yapacağız her mahallenin.altina otopark.yapacagiz….ipin ucu kaçtı biri mutahit biri imam muhendis ne vizyonları var biri hemsericilikten dem vurur digeri devlet imkanlariyla siyaset yapar. ben camımi acinca karsimda 10 katlı binayı göreceğim sonrada chp ye oy vereceğim öylemi? Valla vermem oy billa vermem…..

  2. Goksel Yalcinkaya Goksel Yalcinkaya

    Teşekkürler Sevgili Haluk Abi.

    Seçimler bağlamında yerel yönetim felsefeleri hakkındaki gorusileriniz siyasi partilerin belediyecilikteki rolü ve vizyonu hakkında önemli ip uçları veriyor ve güncel soruları gündeme getiriyor. Rent arayışı davranışının yaygınlığı ve daha derin sistematik sorunları maskelerken kullanılan sembolik jestler hakkında endişelerinizi açıkça belirtiyorsunuz. Katılmamak elde degil.

    Tarihsel olarak CHP, sosyal demokratik yönelimiyle yerel yönetimi önceliklendirmiştir. Bülent Ecevit ve Vedat Dalokay, Ali Dinçer gibi isimlerin olduğu 1970 ve 80’li yıllar, sosyal belediyeciliğe olan bağlılıklarının kanıtıdır. Bu yaklaşım, kamu refahı ve topluluk odaklı girişimlere odaklanma ile karakterize edilmiştir ve toplumda karsılık bulmuştur.

    Ancak, belirttiğiniz gibi, son zamanlarda bu ideolojiden ciddi sapma görünüyor. Eskişehir’deki Yılmaz Büyükerşen örneği gerçekten aydınlatıcı bu konuda. Başarısı, çağdaş belediyeciliğin etkili bir şekilde uygulandığında potansiyelini gösterirken, mevcut CHP yönetiminin onun uzmanlığını veya yaklaşımını tam anlamıyla benimsiyemedigi ve dolayisiyla değerlendiremediği görülüyor.

    Bu, yerel yönetimde sağlam bir sosyal demokrat felsefeden, sizin tarif ettiğiniz gibi ‘hafif sıklet’ bir duruşa doğru olan bir kaymaya donuşmuş, endişe verici bir boyuta ulasmistir. Post-endüstriyel toplumun kentsel yönetimi veya toplum yaşamını iyileştirmede yapay zekanın entegrasyonu gibi ileri kavramlarla ilgilenmemek önemli bir eksiklik.

    Sosyal demokrasi tarihindeki CHP’nin tarihi figürlerinin mevcut liderliğin yaklaşımıyla keskin bir tezat oluşturduğunuz açık. Partide bir zamanlar özgü olan entelektüel ve ideolojik derinlik zamanla erezyona ugramis, dolayisiyla üzülerek goruyoruz ki partinin gelecekteki yönü ve belediyecilikteki etkinliği hakkında birçok soru işaretleri doğuruyor.

    Sonuç olarak, CHP tarihsel olarak güçlü, ideolojik bir yaklaşıma sahip yerel yönetim anlayışını benimsemiş olsa da, son eğilimler, temel ilkelerine geri dönülmesi ve yeniden canlandırılması gerektiğini gösteriyor. Bu, sadece çağdaş kentsel zorluklarla ilgilenmek anlamına gelmekle kalmayıp, aynı zamanda bireysel refahı ve topluluk gelişimini savunan sosyal demokrasinin daha geniş vizyonuyla da uyumlu olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir